1)Karpal Tünel Sendromu:
Karpal Tünel Sendromu el bilek sıkışma sendromu olarakta isimlendirilir. Median siniri elimizin en önemli siniridir ve bu sinirin bilekte tedonlarla beraber geçtiği kanalda sıkışmanın ardından meydana gelen kapral tünel sendromudur.
El hareketlerinin ve hissiyatının oluşumunda bahsettiğimiz sinir görev alır. Genellikle kadın hastalarda görülür. Doğal olarak eliyle iş yükü ağır olan kişilerde görülür. Görülme yaşı 35 sonrasıdır. Şeker hastalığı, romatoit artrit, tiroit gibi kronik hastalarda görülme oranı yüksektir.
Elin hissi ve hareketleri ile ilgili şikayetler başlar.
His, güç ve hareket kaybı artmış kişilerde çok rastlanır. Hastalık geceleri şiddetli ağrı ve el bileği uyuşmasına neden olur.
EMG nörlojık testi tanının netleşmesini sağlar. Tanıyı onaylayan gece elde oluşan şiddetli ağrılardır.
El bileğinde tendonlar ve sinirin birlikte geçtiği tünelin rahatlatılması işlemi ile uygulanır. Ligaman kesilerek tüneli daraltan sertleşiş kısım yok edilir. Lokal anestezi,sedasyon ve sinir blokajı herhengi bir ağrı hissedilmesini engeller. Operasyondan sonra hasta o gün içinde taburcu olur.
2)Ulnar Tünel Sendromu:
Ulnar tünel sendromu eldeki büyük sinirlerle alakalıdır. Bu sinirin dirsek bölgesinde sıkışma sonucu meydana gelen sendromdur. Kişilerde genellikle elin küçük parmaklarının uyuşarak güç kaybı yaşamasıyla tanımlanabilir.
Dirsekte ve önkolda güç kaybı ve hassasiyet gibi problemler oluşur. EGM ile tanının kesinleşmesi sağlanır. Yapısal sorunlardan bu sendrom ayırt edilmelidir. Uygulanan işlem cerrahidir. Ağrısız bi operasyon için lokal anestezi ya da sinir blok anestezisi uygulanır.
3) El ve kolların diğer sıkışma sendromları
El ve kolların diğer sıkışma durumları belirli bölgeler dışında kalan kısımların normal seyretmeyen his farklılıklarında tetkiklerin ileri seviyede olması gereklidir. Elektrofizyolojik test olan EGM tanının net bir şekilde konması için şarttır.
Ağrılar, güç kayıpları ve uyuşma-karıncalanma gibi belirtiler bu sendrom için başlıca şikayetlerdir. Diyabet, tiroit ve artrit gibi sağlık sorunları olan hastalarda sinir sıkışmaları da görülebilir. Eğer hastalar bu gibi durumları önemsemeyip ihmal ederlerse kalıcı işlev kayıplarına neden olabilirler.
Bazı sağlık sorunlarında olduğu gibi bu sendromlarda da ihmal sonucu meydana gelecek hasarların geri dönüşü yoktur.
4)Diyabetik nöropatiler (sinir bozulmaları)
Kronik hastalık olan diyabet vücudumuzdaki birçok sistemi olumsuz olarak etkiler. En çok etkilenen bölgeler;böbrekler, gözdibi ve damarlardır.
Ancak diyebetin olumsuz etkileri büyük ölçüde sinirler üzerindedir. Sinirsel olarak en çok etkilenen bölgelerı sıralayacak olursak;ayak tabanları, parmaklar ve bacaklardır.
Diyabetin bu sinirler üzerindeki etkisi sinirlerin iç yapısını bozarak geçtikleri kanalları daraltmasıdır. Buarada en çok görülen belirtileri olara ağrılı yanmalar ve simetrik his kayıpları karşımıza çıkar.
Mikrodamardaki problemler ve his kayıpları gibi sorunlar ayak bölgesinde kapatılması zor yaralar oluşmasına yol açar.
Yapılan plan sayesinde oluşan problem hastanın vücut bölgesine uygun tedavi yöntemiyle düzenlenmiş olur. Tarsal tünel sendromu genellikle diyabetlilerde posterior tibial sinirin ayak bileği içerisinde sıkışmasıyla oluşur.
5) Tarsal Tünel Sendromu:
Genellikle şeker hastalığının erken aşamasında ortaya çıkar. Bu sendromda hastanın his duygusunu kaybetmesiyle farkındalık oluşmaz ya da ayak tabanı ve parmak gibi bölgelerde ağrılı yanmalar kronikleşerek ilerleme gösterebilir.
Erken fark edilen yaralar sayesinde yapılan tedavi yöntemleriyle bölgenin gevşetilmesi sağlanır. EGM sayesinde tanı kesinleşir. Bu muayene gereklidir.
İlginizi çekebilir:
Meme Dikleştirme Ameliyatı Nedir?

Doçent Doktor Tayfun Türkaslan; İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavında (TUS) başarılı olarak, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. 1997 yılında İngiltere’de St James Seacroft University Hospital çalıştı.
Yaklaşık 6.5 yıl süren Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi eğitimi sonrası ihtisasını tamamlayarak Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı oldu. Aynı yıl İstanbul Yavuz Selim Hastanesine Plastik Cerrahi Uzmanı olarak atandı. Burada 16 ay çalıştıktan sonra eski adıyla Vakıf Gureba Eğitim Araştırma Hastanesi şimdiki adıyla Bezm-i alem Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde 7 yıl çalıştı. 2010 yılında Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi temel alanında Üniversite Doçenti unvanını aldı. Buradaki görevinden ayrılıp kendi kurduğu Estetikport Estetik Cerrahi’de profesyonel olarak hastalarına hizmet vermeye başladı.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!