Kontraktür, kelimenin tam olarak açılımı inatçı kasların kısılmasından dolayı eklemde oluşan anormal bir postür alınmasıdır. Spastisitenin önemli sonuçlarındandır.
Herhangi bir adale hareket açıklığının bütününde sistemli bir şekilde kullanılmadığında adalenin tendonların kısalmasıdır. Bu kasların gerilmesini zorlaştırır, daha fazla kısalma meydana gelerek gerilme özelliği iyice azalır. Durum bir kısırdöngü oluşturur.
Fibroz skar dokusu kastaki hareket açıklığını engeller. Eğer kontraktürde tedaviye gidilmezse hastada ağrılı ve kalıcı anormal postür olur.
Kontraktürü engellemenin 2 yolu vardır. Bunlardan ilki pozisyonlama, ikincisi ise germe egzersizleridir. AFO,DAFO,KAFO gibi protezler ve cihazlarla bu tedavi uygulanır.
Fizyoterapistlerden yardım almanız gereklidir. Germe egzersizleri için ise kontraktür oluşmamış olmalıdır. Bu uygulamanın amacı uzun dönemde egzersiz kalmış eklem ve kasların harekete geçirilerek kısalmasını engellemektir. Bu işlemle yapılan egzersizler sayesinde kasların uzatılması sağlanır.
İşlem sırasında dikkat edilmelidir. Aynı zamanda koruyucu bir uygulamadır. Bu uygulamar fizyoterapist yardımı alarak yapılmalıdır.
Kontraktür Nasıl Oluşur?
Kaslar ve ya eklemler uzun zaman hareketsiz ve çok sıkı halde kalınca, esnekliklerini kaybederler ve bu yüzden de normal işlevini göremez duruma gelirler. Bu süreç sonunda da kontraktürler meydana gelir.
Kontraktür oluşumunun birçok sebebi bulunmaktadır. Bu sebepler; hangi organ etkilendiyse o organın uzun süreli hareketsiz kalması, romatizmal hastalıklar, dokularda meydan gelen hasarlar, yanıklar, kireçlenme, beyin ve sinir sistemi kaynaklı hastalıklar, serebral palsi, beyin felci, çocuk felci, inme ve sinir hasarı, bazı nörolojik hastalıklar, Parkinson ve bazı genetik rahatsızlıklardan kaynaklı olabilir.
Kas ve eklem kontraktürleri hem ortopedik hem de nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir.
Kontraktürler, derinin altında bulunan yumuşak dokunun elastikiyet kabiliyetini kaybetmesi ve gerginleşmeye durumuna bağlı olarak ortaya çıkan kas ve eklemlerle ilgili olan hasar oluşumu ya da kalıcı bir kısalma meydana gelmesini ifade eder.
Sertleştirilmiş ve kısaltılmış kaslar, eklemler ve yumuşak dokular, bazı basit semptomlara neden olur. En önemli belirti ise esneklik kaybına bağlı olarak oluşan hareketlerde kısıtlılık görülmesidir.
Hareket kısıtlılığı oluşmasının yanında ağrı hissi de oluşabilir. Sorunun nerede meydana geldiğine bağlı olarak etkilenen organda iltihaplanma görülmesi gibi farklı sorunlar da ortaya çıkabilir.
Kontraktür Tedavisi Nasıldır ?
Kişilerin vücudunun belli bölgelerinde ani gelişen bir hareket kısıtlılığı oluştuysa kontraktür meydana gelme olasılığı bulunmaktadır. Bu kişilerin tedavi olmak amacıyla bir hekime başvurması gerekir.
Hastalığa teşhis konulması için röntgen yardımı alınır. Tedavinin uygulaması aşamasında aşağıda belirtilen yollara başvurulur;
- İlaçlar
Kas kontraktürleri ağrı ve iltihaplanmalara sebebiyet verebileceğinden bu ağrı ve iltihaplanmaları en aza indirmek amacıyla ilaç tedavisi uygulanabilir.
- Yardımcı Cihazlar
Ortopedik araçlar, atel veya tekerlekli sandalyelerin kullanımı, Vücudunda kontraktür meydana gelen kişiler için fayda sağlayabilir.
- Fizik Tedavi
Fizik tedavi oluşan kontraktürleri tedavi etmede etkili olabilmektedir. Fizik tedavi uygulaması ile kaslar güçlenir ve başka kontraktürlerin oluşumu engellenir.
Kişinin tedavi sayesinde hareket alanı artar. Fizik tedavi uygulaması serebral palsi veya uzun süre hastanede kalan kontraktür riski yüksek olan kişilerce de önem amaçlı da kullanılabilmektedir.
- Elektrik Akımı ile Uyarma ya da Isı Terapisi
Bu teknikler de günümüz teknolojisine uygun olarak yapılan işlemlerdir. Tedavide elektrik akımı ve ısı terapisi gibi yöntemlerden yararlanılır.
- Cerrahi Operasyon
Uygulanan tedaviler arasında en etkili sonuç veren ve uzun vadeli çözümler sağlayan tedavi şekli cerrahi yöntemler sayesinde gerçekleşir. Yapılan ameliyat sayesinde kontraktürler, cerrahi yöntemlerle kesin çözüme kavuşur ve tedavi edilmiş olur.
Doçent Doktor Tayfun Türkaslan; İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavında (TUS) başarılı olarak, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başladı. 1997 yılında İngiltere’de St James Seacroft University Hospital çalıştı.
Yaklaşık 6.5 yıl süren Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi eğitimi sonrası ihtisasını tamamlayarak Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı oldu. Aynı yıl İstanbul Yavuz Selim Hastanesine Plastik Cerrahi Uzmanı olarak atandı. Burada 16 ay çalıştıktan sonra eski adıyla Vakıf Gureba Eğitim Araştırma Hastanesi şimdiki adıyla Bezm-i alem Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde 7 yıl çalıştı. 2010 yılında Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi temel alanında Üniversite Doçenti unvanını aldı. Buradaki görevinden ayrılıp kendi kurduğu Estetikport Estetik Cerrahi’de profesyonel olarak hastalarına hizmet vermeye başladı.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!