İnsanlar, vücutlarında ortaya çıkan deformasyondan çokça rahatsız olurlar. Özellikle de belli bölgelerdeki fazlalıklar, inatçı kilolar kimi rahatsız etmez ki?
Bu tür durumlar için öncelikle yapılması gereken çeşitli diyet programlarını denemek, spor yapmak ve doğal bir şekilde kilo vermektir. Eğer bu mümkün olmuyorsa ve fazla kilolardan ziyade vücut şekillendirmeye ihtiyaç duyuyorsanız, sizin için farklı alternatifler de söz konusu.
Yağ aldırma yöntemleri olarak adlandırılan uygulamalar tam da bu amaca hizmet ediyor. Ancak bu noktada belirtmekte fayda var ki, yağ aldırma uygulamaları, birer zayıflama aracı değildir.
Sadece bölgesel yağlanmalarda uygulama alanı bulur ve bu sayede de vücudunuzun belli bölgelerinin inceltilmesi ile daha şekilli bir vücuda sahip olursunuz.
Daha çekici kıvrımlara sahip olmanız da bu şekilde mümkün olabilir. Sonuç olarak yağ aldırma işleminin ardından kilo vermiş olmazsınız. Küçük farklar olacaktır elbette ama bu zayıflamış olarak kabul edilmeniz için yeterli bir miktar olmayacaktır.
Yağ aldırma uygulamalarının temel amacı, inatçı ve diyet ya da spor ile eritilememiş olan yağların ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için tercih edilen yöntemler ise gün geçtikçe artıyor diyebiliriz. Ancak merak edenler için en çok tercih edilen ve de en etkili olarak nitelenen yöntemleri inceleyeceğiz.
Bunlar hekimlerin de en çok önerdiği ve daha başarılı bulduğu yöntemlerdir. Üzerlerinde sürdürülen çalışmalar ise geliştirilmeleri yönünde bir çabanın da olduğunu gösteriyor. Uzatmadan hemen en etkili yağ aldırma yöntemlerine geçelim…
Lazer Lipoliz
Lazer lipoliz, yağ aldırma işleminin lazer etkisi ile yapılan versiyonu olarak tanımlanabilir. Vücudunun belli bölgelerinde fazla yağlanma olan ve bundan kurtulmak isteyenler için lazerli ve oldukça iyi sonuçlar ortaya çıkaran bu yöntem, çokça tercih ediliyor.
Lazer lipoliz uygulaması ile belli bir bölgede birikmiş olan yağ tabakası, lazer etkisi ile parçalanmaktadır. Lazer ile yağ aldırma operasyonunda, deri elastikiyeti göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. Bu incelemeyi zaten doktorunuz yapacaktır.
Doğru ve de tecrübeli bir doktor tercih etmeniz yeterli olacak. Anestezi konusuna değinecek olursak, lazer lipoliz uygulaması, lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Bu da yine daha az riskli bir operasyon olacağının bir kanıtıdır.
Hijyenik bir ortamda gerçekleştirilen operasyon ile yağ tabakasının bulunduğu bölgelerdeki yağ hücreleri parçalanarak sıvılaştırılır. Böylece vücuttan uzaklaştırılır. Ayrıca lazerli uygulamanın avantajlarından biri lazerin sadece gerekli görülen yağ hücrelerini tahrip ediyor olmasıdır.
Yani bölgede dalgalı bir görünüm oluşmaz, gereksiz hücrelerin de parçalanması gibi bir durum yaşanmaz. Daha güvenli ve de izsiz bir yöntem oluşu da avantajlarından bazılarıdır.
Bu sebepler ile Lazer lipoliz uygulaması sık sık gündeme gelmekte ve pek çok kişi tarafından da tercih edilmektedir.
Liposuction:
Liposuction yağ aldırma denilince belki de ilk akla gelendir. Diğer yöntemlerden farklı olarak bu uygulamada küçük kesiler açılır. 3 ya da 5 mm ölçüsündeki kesiler ile bölgesel yağlanmalara müdahale edilir.
Yağ dokusunun içerisine özel bir teknik ile ulaşılır ve de vakum cihazı kullanılır. Vakum cihazının özel metal kanülleri aracılığıyla ileri geri hareketlilik sonucu yağ dokuları bölgeden uzaklaştırılmaktadır.
Bu yöntem ise en etkililerinden biri olarak biliniyor ve hatta Lazer lipoliz uygulamasından da önceki süreçte uygulamaya girmiştir. Lazer teknolojisi öncesinde en çok tercih edilen Liposuction oluyordu.
Bugün ise her iki yöntem de tercih ediliyor. Liposuction uygulamasında da genellikle lokal anestezi tercih edilir. Çünkü belli bir alanda uygulama yapılacaktır. Ancak söz konusu çok daha geniş bir bölge olursa, genel anestezi de düşünülebilmektedir.
Yapılan uygulamanın kısa vadede ortaya çıkarabileceği ağrı ve acıya karşın alınan bu önlem, sürecin sizin açınızdan çok daha sorunsuz olmasını sağlamaktadır.
Uygulama alanlarına yani bölgesel incelmenin sağlanabileceği bölgelere değinecek olursak kolların iç ve arka kısımları, kalça, basen, üst bacağın iç kısımları, karın ve belin yan kısımları gibi alanları sıralayabiliriz. Ancak bu bölgeler ile uygulama alanı sınırlandırılamaz.
Bunların yanı sıra dizlerin iç yanları, diz üstü iç ve dış bölgeleri, gıdı bölgesi, kulakların alt ve ön kısmı hassas alanlarda da uygulama yapılabilmektedir.
Çünkü saydığımız bu bölgeler, vücudun diğer alanlarına göre çok daha fazla yağ toplama eğilimine sahiptir ve spor ya da diyet ile bölgesel olarak bu yağların eritilmesi pek de mümkün olamaz. Bu sebeple de inatçı yağlanma olarak tabir edildiğini sık sık duyarsınız.
Yağ Aldırma Uygulamaları Sonrası
Yağ aldırma uygulamaları sonrası da yöntem ve hekim seçimi kadar önemli bir süreçtir. Yağ aldırma yöntemlerinin her biri kendine göre bir hazırlık sürecine sahiptir.
Uygulamanın çeşitli riskleri ya da ortaya çıkardığı sonuçları da olabilir ama genel olarak yağ aldırma operasyonları sonrasında kısa süre içerisinde günlük yaşama dönüş mümkün olabilmektedir.
Genellikle operasyon sonrası, vücut şeklinin ideal olması ve sürprizler ile karşılaşmamak adına medikal korse giyilmesi önerilir ve doktorunuzun vereceği belli bir süre boyunca, bu korseyi kullanırsınız. Bu korse aynı zamanda kanama olmasını da engelleyici özelliğe sahiptir.
Cilt altında sıvı birikimini engelleyerek, cildin tabana yapışmasını sağlar. Böylece pürüzsüz bir cilde sahip olabilirsiniz. Ortalama olarak 1 hafta süresinde bu korsenin giyilmesi gerekmektedir.
Operasyon sonrasında belli oranlarda şişlik ya da morlukların olması ise son derece olağan bir durumdur ve sizde korku yaratmamalıdır. Bu tür durumlar ortalama 6 – 8 haftalık süreçte tamamen yok olacaktır.
Ayrıca operasyon sonrasında yaklaşık bir hafta sonra lazerli vakum masajı ve ozon sauna uygulamaları ile operasyonu destekleyebilirsiniz. Bu tür detayları doktorunuz ile görüşmeniz çok daha iyi olacaktır.
Böylece mükemmel sonuçlara ulaşabilir, hayal ettiğiniz çekici vücuda kavuşabilirsiniz. Tecrübeli ve de alanında uzman bir doktoru tercih etmeniz yeterli!
Kaynakça:
https://www.healthline.com/health-news/tech-laser-liposuction-technique-tightens-skin-041513
https://www.medicalnewstoday.com/articles/180450
Doçent Doktor Tayfun Türkaslan İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur. Mezun olduğu yıl Tıpta Uzmanlık Sınavında (TUS) başarı gösteren hekim, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda uzmanlığa başlamıştır. 1997 sensinde İngiltere’nin St James Seacroft University hastanesine geçen hekim burada çalışma ve araştırmalarda bulunmuş, uzmanlık sürecinin ardından tıbbi deneyimlerini ülkemizde sürdürmüştür. Yurtdışındaki bilimsel kongre ve sertifikasyon süreçleri sonrasında ihtisasını tamamlayarak Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı ünvanı ile İstanbul Yavuz Selim hastanesine atanan hekim, 2 yıla yakın bir süre burada görev yapmıştır. Eski ismi ile Vakıf Gureba, yeni ismi ile Bezmi Alem üniversitesi’nde 7 yıl görev yapan hekim 2010 yılı itibariyle Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi alanında Doçent unvanını almıştır. Doç. Dr. Tayfun Türkaslan; hali hazırda kurucusu olduğu Estetikport Estetik Cerrahi kliniğinde profesyonel tıbbi hizmetlerini hastalarına sunmaktadır.
